28 Mayıs 2014 Çarşamba

The Balm Sexy Mama Transparan Pudra



The Balm sevmeyen var mı? Ben de bu yıl indirimlerde bol bol The Balm ürünü aldım. Sexy Mama transparan pudra ise aldığım günden beri düzenli kullandığım makyaj malzemelerinden oldu. Cildimin yapısı gereği yaz-kış 50 faktörlük güneş kremi kullanıyorum. Güneş kremlerinin yağlı ciltlerdeki sivilcelenmeden sonraki en kötü etkisi parlama/yağlanmayı artırma. Bioderma Photoderm Max Ultra-Fluid SPF 50+ kullanıyorum ve ürün incelemesinde yazdığım gibi cildimi parıl parıl yapıyor. Ben de bu pudarı güneş kreminin parlaklığını alması için kullanıyorum. Nadiren kullandığım kapatıcıların da kalıcılığını artırmaya yarıyor. 


Fotoğrafta gördüğünüzden biraz daha az turuncu, daha ten rengine yakın, dikkatli bakıldığında içinde minicik ve azıcık sedefler olan sıkıştırılmış bir pudra. Ciltte tamamen renksiz ve mat. Çok çok açık tenli, süt beyaz değilseniz bu pudranın renk vereceğini hiç sanmıyorum. İçinde yağ emen kürecikler varmış. O kadarını bilemem ama uygular uygulamaz cildi cansız göztermeden matlaştırıyor. Etkinin uzunluğu kişiden kişiye değişecektir. Ben güneş kreminin üstüne kullandığım için ve zaten yağlı bir cildim olduğu için bende 3-4 saat dayanıyor. Normal şartlarda çok daha uzun süre kalacağını düşünüyorum.


Ürün 7,08 gr. Yaklaşık üç aydır haftada 3-4 gün kullanıyorum. Henüz çok çok az bir aşınma oldu. Bana yıllarca dayanacağını düşünüyorum. Başta tozutmadığını sanıyordum ama makyaj masamı sildiğimde mendilde gördüğüm sonuç gayet tozuttuğunu gösterdi. Yine de çok rahatsız edici değil. 

Ambalajının sevimliliğinden bahsetmiyorum bile. Aslında karton olması bana güven vermiyor ama şimdilik sıkıntı yok. Yine de çantama atıp dolaştırmıyorum. Aynası pek işe yarayacak boyutta değil ama hiç yoktan iyidir. Ürünün bir diğer güzel özelliği de gözenekleri tıkadığı söylenen ve kanserojen olup olmadığı bilinmeyen talkın bu pudrada bulunmaması. Zaten içeriği de son derece temiz.

Bu kullandığım ilk şeffaf pudra, bu yüzden karşılaştırma yapamayacağım ama benim yağlı ve kremli cildimin parlamasını alan, içeriğinde talk olmayan, sevimli bir pudra. Beklentilerimi karşıladı. Siz de makyajınızı sabitlemek veya cildinizi matlaştırmak istiyorsanız rahatlıkla deneyebilirsiniz.

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Nivea Pure & Natural Vücut Losyonu

Bir krem süper kokuyorsa ve rengi de çok tatlıysa yavaşça yerine bırakın. Koku ve renk bol kimyasalla elde edilen özelliklermiş. Bunu değişik kaynaklardan öğrendiğimden beri kremlerin kokusuna değil içeriğine bakıyorum. Zira krem cildinize yedirdiğiniz için tamamen vücudunuza giriyor, kanınıza, dokularınıza karışıyor.



Temiz içerikli ürünler çok pahalı olabiliyor. Bu konudaki hassasiyet arttıkça lüks markalar dışındaki markalar da temiz içerikli ürünler piyasaya sürmeye başladı. Nivea'nın Pure & Natural serisi de adından anlaşılacağı gibi böyle ürünler içeriyor. Nivea Pure & Natural Vücut Losyonu da %95 doğal içerikli olduğunu, organik argan yağı içerdiğini söylüyor. Bu yüzden ürünü incelemeye içindekilerden başlayalım.

Gördüğünüz gibi içinde parfüm var. İçeriğinde paraben yok, bu benim açımdan bir artı. Renklendirici ve mineral yağ da bulunmuyor. Yalnız içinde phenoxyethanol, geraniol gibi deepskin sitesinde sarı ve kırmızı tehlike seviyesinde gösterilen kimyasallar var. Kısaca müthiş bir içeriği olduğunu söyleyemiyorum ama market ürünleri arasında tercih edilebilecek bir losyon.


Üzerinde normal ciltler için olduğu yazıyor. Gerçekten de haff nemlendirmeye sahip. Bu açıdan benim için yeterli. Kuru ve çok kuru-çatlamış cilt için yeterli gelmeyecektir. Yurtdışında kuru ciltler için olanı da varmış ama ben memleketimizde görmedim. İnce yapılı bir losyon, kolay dağıtılıyor ve emiliyor. Başta biraz yapışkan olsa da kısa sürede yağlı his bırakmadan kayboluyor. "Butter"lardansa losyonlar bu açıdan tercih ediyorum. Nemli tene uygularsanız daha etkili oluyor ama kuru tende de daha çabuk emiliyor, ihtiyacınıza göre tercih sizin. Hafif, otsu, doğal bir kokusu var. Benim hoşuma gitti.


Güzel sade bir şişesi var. Şu an şişenin yarısını kullandım ve hala şişeyi eğer eğmez losyon akmaya başlıyor. Yalnız ürün azalınca bu eğimli kapağın üstünde nasıl duracak, şişenin dibini nasıl kullanacağım bilemiyorum.

Kısacası şans verilebilecek, çok kuru cildiniz yoksa ihtiyacınızı karşılayacak bir losyon. Ben beğendim.

22 Mayıs 2014 Perşembe

Fırsat Kasası Alışverişi

Artık alışveriş yazısı yazmıyorum. Nedenini şurada anlatmıştım. Ama internetten yaptığım bu alışverişi tecrübemi aktarmak için yazıyorum çünkü internetten alışveriş yaparken hep bir tedirginlik oluyor ve tek bilgi kaynağı da böyle paylaşımlar.


firsatkasasi.com adresindeki Fırsat Kasası'ndan Miskin Kek'in yazısıyla haberdar oldum. İndirim kodunu da görünce aklıma yazdım. Göz kremim bitince yenisi neden Nuxe Paris olmasın ki dedim. Denemeyi çok istediğim bir markaydı. Böyle olunca şöyle bir sipariş verdim:

1. Nuxe Paris Aydınlatıcı Göz Kremi: Hafif ve temiz içerikli bir kremmiş. Şişlikleri alıyormuş. Uzun süre de gidiyormuş. İndirim koduyla da 75 yerine 45 TL olunca aldım.

2. La Roche Posay Effaclar Tonik: Avene Cleanance ürünlerim bittikçe La Roche Posay Effaclar'a geçiyorum. Toniğim bitmek üzere bu tonik de indirimde olunca aldım. Fiyatı yaklaşık 30 TL.

3. Bioderma Sensibio H2O: İşte bu tek fuzuli harcamam oldu. Neredeyse her gün misel su kullandığım için çok ucuza bulunca aldım. Halbuki açılmamış bir şişe Garnier misel su vardı. Stok yapmama kararımı bozduğum için biraz pişmanım ama fiyatı 24,50 TL idi. :(

Nuxe'un çok övülen dudak kremini de almaya kalktık bir ara ama kendimi tuttum. Zaten yaz aylarında dudaklarım kurumuyor. Üstelik elimde Bioderma'nın kremi ve birçok nemlendiricili dudak ürünü var. Bu gerçekleri kendime hatırlatarak almamayı başardım. Gururluyum!

Neyse gelelim siparişe. Siparişimi 19 Mayıs günü verdim. Fırsat Kasası ertesi gün siparişimi kargoya vermiş olmalı çünkü daha kargoya verildi demeden dün (21 Mayıs) ürünler elime geçti. Ürünler hasarsız çıktı. Pek kırılgan şeyler olmasalar da ürünlerin öylece büyük bir kutuya konması iyi olmamış, en azından akmasın diye filmle sarılabilirdi.

Ürünlerin son kullanım tarihleri en erken 2016. Yalnız biraz tozlu oldukları ve Bioderma Sensibio H2O'nun ikili kampanya paketinden çıkarılıp tekli satılmış olduğu da gözümden kaçmadı.  Demek ki ondan böyle ucuza satabiliyorlarmış, bence hiç sorun değil ;) Bioderma'nın puanları üstünde. Bir de kutudan iki tane Nuxe Paris kuru yağ testerı çıktı. Bu ürünün ne amaçla kullanılabildiği hakkında fikrim yok ama bakalım belki de çok severim.

Fırsat Kasası'nda siparişlerinizle puan toplayıp sonra bunları harcayabiliyorsunuz. Turuncu Kasa'daki gibi. Ben şimdiye kadar internetten 5 bakım ürünü siparişi verdim, beşi de ayrı siteden. (Bazılarının yazılarını BURADAN okuyabilirsiniz.) Fiyatlar nerede uygunsa, nerede güzel bir kampanya varsa oradan alıyorum. Yani bu puan sistemiyle ben pek kazançlı çıkamıyorum ama belki sizin işinize yarar.

Özetle hızlı, sorunsuz bir alışveriş oldu. Biraz daha iyi bir paketleme ve tozu alınmış ürünlerle mükemmel olabilirdi. İstediğim ürünleri uygun fiyatlı bulabilirsem tekrar alışveriş yaparım.

21 Mayıs 2014 Çarşamba

Auriga Cernor XO Göz Kremi

Gözlerimin altında kahverengimsi-morumsu izler var. Çocukluğumdan beri bu böyle. Biraz genetik, biraz sinüzit, biraz göz altı torbalarının gölgesi. Göz kremlerinin çare olacağını hiç düşünmüyordum. Laf ofsun diye Givenchy'nin Skin Drink Eye kremini düzensiz şekilde kullanmış, bitiremeden de atmak zorunda kalmıştım. Bu sefer morluklarımı bir ton açsa yeter diyerek bir krem arayışına giriştim. İnternetten Auriga International'ın Cernor XO Cream adlı ürününün doktorlar tarafından tavsiye edildiğini okudum. Bilmem ne özleriyle daha aydınlık bir görüntü gibi afaki laflar yerine daha bilimsel ve doğrudan iddiası olduğu için de içime sinerek bu göz kremini aldım. Nereden nasıl temin ettiğimi BURADAN okuyabilirsiniz.

Cernor XO Cream göz altındaki morlukları geçirmeyi hedefliyor. Kırışıklık, aydınlık, nemlendirme , torbalar gibi başka iddiaları yok, net! İçinde K vitamini var ve bu da kanın pıhtılaşmasında rol oynayan vitaminmiş. Göz altlarınızdaki morluklar dolaşım bozukluğundansa bu krem doğru krem olabilir. 

Burada yüzeysel kırışıklık filan diyor ama ürünün kurumsal internet sayfasında
hiç böyle iddialar yok. Bizimkiler yine pazarlama zekalarını kullanmışlar.
Benim göz bölgemde pek çok sorun olsa da, kırışıklıklar hele de nemlendirme bunların arasında değil. O yüzden bu kremden tek beklentim vardı; morluklarımı hafifletmesi. Aldığım günden bu güne kadar 2 aydır sabah akşam bu kremi kullanıyorum. Uzatmadan sonuca geliyorum; emin değilim. Morluklarım sanki birazcık hafifleyip daha bir kızıl-kahve renge geldi ama ben mi öyle olduğunu düşünmek istiyorum yoksa bu gerçek mi bilemiyorum. Kimse de senin göz altındaki morluklar azaldı mı demedi hani.

Gördüğünüz gibi ürün 10 ml.lik tüpte. Genelde göz kremleri 15 ml.lik ambalajlarda olur. Bu açıdan bakınca aslında hiç ucuz bir ürün değil. Şu aralar kremin son demlerini yaşıyorum. Tüpün yapısı yüzünden başlarda ürün miktarını ayarlayamayıp çok bolca sürdüğüm olmuştu. Hergün yeteri kadar sürebilseydim 3 ay dayanırdı diye düşünüyorum. Ben herhalde 2 buçuk ay kullanabileceğim. Kremi açtıktan sonra 3 ay içinde mi yoksa 6 ay içinde mi tüketmek lazım bilemedim. Aşağıdaki fotoğraftan göreceğiniz gibi onların da kafası karışık. Tüpte ayrı, kutuda ayrı şey yazıyor.

3 ay mı, 6 ay mı?
Bu krem kozmetikten ürününden çok bir ilaç. İçerindekileri yukarıdaki fotoğraftan görebilirsiniz. İçinde alkol, mineral yağ ve paraben var. Hassas ciltler için uygun olduğundan da emin değilim. Bende tahriş yapmadı ama sanki bazı günler kaşıntı gibi bir rahatsızlık hissettim; sorumlunun bu krem olduğundan şüpheleniyorum. Ayrıca krem kullanıldıktan sonra güneşe çıkılmaması tavsiye edilmiş. Bu şartlarda nasıl sabah-akşam kullanılabilir ki diyebilirsiniz. Ben de öyle düşündüm ve her halde sürer sürmez çıkmayın demek istemişler diyip sabahları ürün miktarını azaltıp evden çıkmadan yarım saat önce sürmeye çalıştım. Zaten çok ince yapılı olmasa da kolay emilen bir krem.

Bu kremden bir daha alıp almama konusunda çok kararsız kaldım. Bir tüp daha kullanırsam şu an emin olamadığım etkinin kesinleşeceğini düşünüyordum. Aslında hala da öyle düşünüyorum ama ürünün eksilerini de düşünerek başka bir krem aldım. Auriga Cernor OX Cream'in tüpü pek kullanışlı değil, ürün miktarını ayarlamak zor. İçeriği temiz değil, çok uzun süre bu içerikteki bir ürünü kullanmak istemem. Ürün normal kremlere göre %33 daha küçük ve şu ana kadar da sonuçlar beni çok etkilemedi. 


Benim üründen iyi bir sonuç alamamam ürünün kötü olduğu anlamına gelmiyor. Benim sorunum belki de kan dolaşımı veya damarlarla ilgili değil. Belki ödem var belki de başka bir şey. Zaten dediğim gibi çok ufak yaşımdan beri benle olan morlukların tamamen geçmesini asla beklemiyorum. Bu krem doğru kişiyle buluşursa çok işe yarayabilir ama maalesef o kişi ben değilim galiba.

20 Mayıs 2014 Salı

Seyahat Çantamı Hazırlarken - 2

Önceki yazım Seyahat Çantamı Hazırlarken - 1'de çantamın yükünü hafifletmek ve pratik kullanım sağlayabilmek için ürünlerin boyunu nasıl küçülttüğümü anlatmıştım. Şimdi sıra geldi özenle hazırladığımız ürünleri sağ salim götürüp getirmeye.


Taşımak

Tamaaam ürünleri böylece küçük ebata indirdik ama nasıl taşıyacağız. Ben şeffaf kozmetik çantalarını seviyorum. Bunun da bir çok nedeni var.
  • Çantanın dibindekileri bulmak için fazla karıştırmanıza gerek olmuyor, içindekileri görmek daha kolay 
  • Bez çantalara göre temizliği daha pratik, leke tutmuyor
  • Bir aksilik olursa içindeki sıvıların valizin içine bulaşma ihtimali daha az.
Önceki makyaj çantam klasik üstten fermuarlı şeffaf tek gözlü bir çantaydı. O çok eskiyince yerine bunu aldım. Dikdörtgen kapaklı olması çok daha pratikmiş. Hem ürünleri almak daha kolay hem de çantayı dengelemek. İki gözlü olması da hoş. Ben üst göze makyaj makzemelerimi, alt göze ise bakım ürünlerini ve bakım aksesuarlarını koyuyorum.


Makyaj çantaları boy boy çeşit çeşit ama bazen tam aradığımızı bulamıyoruz. Ben bu yüzden herhangi bir kılıfı veya çantayı atmadan önce bir işe yarar belki diyerek uzun süre elimde tutuyorum. İşe de yarıyor. Yumuşak olduğu için gözlüğü korumakta son derece yetersiz olan Elle gözlük kılıfını göz kalemi, far, fırça gibi ufak şeyleri bir arada tutmak için kullanıyorum. Bir nevi kalemliğin boyu kısa ama eni geniş olanı, yani çok uygun. The Balm'ın karton ambalajlarına da pek güvenmediğim için biten Clarins allığımın kılıfını fırçasıyla birlikte Sexy Mama pudram için kullanıyorum. Eminim sizin de elinizde böyle kullanılabilecek kılıflar vardır.


Korumak

Son olarak da korkulu rüyamız akmayı ve kırılmaları engellemeye geldi sıra. Ne kadar dikkatli olursanız olun mutlaka valizinizi alçtığınızda akmış bir şampuan veya parçalanmış bir farla karşılaşmışsınızdır. Bu durumlara da en azından etrafındakileri kurtarmak için akmasından çekindiğim şeyleri temiz olduğundan buz dolabı poşetlerine koyuyorum. Buz dolabı poşetleri pamuklar ve benzeri hijyenik malzemeler için de güzel bir paketleme yardımcısı bence. Akmasını kesinlikle istemediğim şeyleri ise şeffaf streç filmle sarıyorum.


Elbette bunlar ürünlerin şişeleri akıtırsa veya hasar görürse etrafa bulaşmasın diye. Ürünlerin zarar görmemesi için de özellikle uçakla yolculuk edeceksem bakım çantamı valizimin tam ortasına koymaya veya etrafını bir kazak ya da havluyla sarmaya dikkat ediyorum. Eğer çok fazla cam şişe ve benzeri sert ambalaj taşıyacaksanız ürünlerin arasına el havlusu, kağıt havlu gibi yumuşak bir şey koymak birbirlerine çarpıp hasar görmelerini engeller. Eğer serum şişesi gibi çok hassas bir şey taşıyacaksanız bunu penye çorabınızı top yapıp ortasına sokuşturursanız endişelenmenize hiç gerek kalmaz :)

Ayrıca sık seyahat ediyorsanız mutlaka saç fırçanızı, diş fırçanızı ya da temel bazı bakım ürünlerinizi evde unuttuğunuz olmuştur. Ben de çok fazla unuttuğum ve her seferinde unutmayayım diye strese girdiğim için günlük kullandıklarımla yolculukta kullandıklarımı ayırdım. Minik bir fırça ve Watsons'tan aldığım şeffef plastik kutudaki diş fırçası ve macunu sürekli sehayat çantamda hazır ve kullanımı son derece pratik. Bir de yanıma içine el kremi, dudak koruyucusu, günlük ped gibi yolculukta da ihtiyacım olabilecek şeyleri koyduğum küçük çantamı aldım mı tamam.

İyi yolculuklar!

19 Mayıs 2014 Pazartesi

Avene Cleanance Lotion


Avene ürünlerinden bazılarını şurada yazdığım yazımla güzel bir indirimle almıştım. Aldığım gün düzenli kullanmaya başladığım ürün Avene Cleanance Lotion (tonik) oldu. Zaten aynı serinin yıkama jelini (Avene Cleanance Gel) ve nemlendiricisini (Avene Cleanance Emulsion) kullanıyordum. Yaklaşık 6 haftadır kullandığım bu ürünü artık yorumlayabilirim.

Önce toniğin ilginç yapısıyla başlayayım: iki fazdan oluşuyor. Dipte beyaz görünen kısım pudralıymış. Çalkalayıp pamuğa öyle dökmek gerekiyor. Ben birkaç kez şişenin ağzı açıkken çalkalamaya kalktım ama çok fazla ürün saçılmadı etrafa. Çalkalandıktan sonra homojen şekilde pamuğa geliyor ve o beyaz kısımda tebeşir gibi farklı bir şey var gerçekten.

Sabah akşam 6 haftadır kullanıyorum. Tek pamuk tüm yüzüme ve boynuma yetiyor. Bu şekilde 200ml.lik şişenin yarısından biraz fazlası bitti. Ortalama iki buçuk ay dayanacak bir şişe. Çok bereketliymiş diyemem. 

Çalkaladıktan önce - çalkaladıktan sonra.
En merak edilen tarafı etkisi elbette. Ürün yağlı ciltler için geliştirilmiş, içinde alkol bulunan bir tonik. Yatıştırma ve nemlendirme değil arındırıcı ve matlaştırıcı özelliği ön planda. Kokusu çok az. Benim sevmediğim tarafı uyguladıktan sonra yanaklarda hafif yapışkan bir his bırakması. Bu his 3-4 dakika içinde baya geçiyor. Cildimi az da olsa matlaştırdığını düşünüyorum. Siyah noktaları tek başına yok etmiyor ve gözeneklerimi de sıkılaştırmadı. Yalnız bantlarda tenizlediğim bölgelerdeki gözeneklerin o küçükmüş haliyle kalmasını ve siyah noktaların tekrarlanmasını geciktirdi. Ayrıca maske ve peeling uygulamalarından sonra da güzel bir artık temizleyicisi ve arındırıcı olduğunu düşünüyorum.

Market toniklerindeki ağır alkol etkisinden bunaldığım için uzun süredir tonik kullanmıyordum ve Avene'i de hem serinin diğer ürünlerini kullandığım için hem de daha nazik olacağını düşündüğüm için aldım. İçinde alkol olsa da ben kurutma, tahriş, gerginlik gibi şeyler yaşamadım. Bu açıdan hassas ciltlerin kullanabileceğini düşünüyorum.


İçindekiler aşağıdaki gibi: AVENE THERMAL SPRING WATER (AVENE AQUA). DIPROPYLENE GLYCOL. SD ALCOHOL 39-C (ALCOHOL DENAT). ZINC GLUCONATE. FRAGRANCE (PARFUM). GLYCERYL LAURATE. PEG-40 HYDROGENATED CASTOR OIL. PPG-26-BUTETH-26. SALICYLIC ACID. SILICA. STEARALKONIUM HECTORITE. TRIETHANOLAMINE.WATER (AQUA).

Fotoğrafta gördüğünüz gibi aynı serinin jelinde de bulunan çevirmeli bir kapağı var. Kapak kısmında ürünün daha önce açılmamış olduğunu gösteren emniyet parçasının olması da bir artı. Şişesi kalın plastikten sağlam bir şey. Bir de mat yapmışlar ki, temaya uysun. Hoş da olmuş.

Özetle ortalama üstü, mucize yaratmayan, vaatlerini kısmen yerine getiren ve serinin diğer ürünleriyle güzel uyum sağlayan bir tonik. Ürünler bitince La Roche Posay Effaclar serisine geçeceğim için şu an tekrar almayacağım ama ilerleyen zamanlarda Avene'e döndüğümde tekrar kullanabilirim.

18 Mayıs 2014 Pazar

Şımarık Saksım



Malum Şımarık Saksı etkinliğine katılmıştım. Eşime gönderdiğim saksı ulaşmış. Fotoğrafını gördüğünüz saksının içinde neler oluğunu merak ediyorsanız BURADAN. Bana gelen şımarık saksıyı da ŞURADA yazmıştım. Güzel bir hediyeleşme oldu bence :)

14 Mayıs 2014 Çarşamba

Çok üzgünüm, çok kızgınım

Ölen emekçilerin hepsi bu fotoğrafa sığar mı?

Soma'da yerin yüzlerce binlerce metre altında, kör karanlıkta, tozun toprağın içinde, dakika dakika ölümünü bekleyerek, belki çıkmak için çabalayarak, belki bir umutla maskesine sarılarak belki de yanındaki dostunu telkin ederek ölen işçiler için çok, çok üzgünüm.

30 saattir maden ocağının girişindeki merdivenin tepesinde çıkan sedyeleri bekleyip çıkarılanların yüzüne teker teker bakan, bilgisayar ekranından 50-60 cesete bakıp kardeşini arayan, madenden çıkıp birkaç saat sonra geri dönen, babasının öldüğünden haberi olmayan, artık sesi çıkmayan işçi yakınları için çok ama çok üzgünüm.

Bu faciyayı olağan, doğal, madenciliğin fıtratında olan bir şey olarak sunup yüz yıl önceki kazaları örnek gösterenlere kızgınım.

Siyaset yapılmasın diye diye siyasetin dibini yapan; bu yasayı da biz çıkardık, bu kurtarmayı da biz yaptık, aman istismar ediliyor diyenlere kızgınım.

20 gün önce reddedilen önerge hakkında yalan söyleyen ama evet partizanlık ettik, hata ettik diyemeyenlere kızgınım.

Bu kadar ölümün Gezi'nin yıl dönümüne denk getirilen bir komplo olduğunu ima edecek kadar içi fesat dolu olanlara kızgınım.

Yerin altında can çekişen kaç kişi var onu bile bilmeden maden işletmesini öve öve bitiremeyen profesörlere kızgınım.

Şehit, dua, hutbe diye diye insanları uyuşturanlara, eyleyenlere kızgınım.

Acısı içine sığmayıp bir karanfil bırakmaya gidenlere gazla suyu uygun bulanlara kızgınım.

Patronlarla ve siyasilerle oturup kalkan sözde sendikacılara kızgınım.

Taşeronluk övüp konjektürden ve esnek çalışmadan bahseden patron örgütlerine, onların raporlarına imza atan akademisyenlere kızgınım.



13 Mayıs 2014 Salı

Şımarık Saksım Geldi

İlk kez bir hediyeleşme etkinliğine katıldım. Benzer aktiviteleri bloglarda görmüştüm. Bir de ben deneyeyim, değişiklik olsun deyip Gizem'in Saksısı'nın Şımarık Saksı etkinliğine katıldım.

Ben ve Seray eş olduk. Hemen mailleştik, bir düşünceler, bir planlamalar... Seray'la siyah ve beyaz gibiymişiz. Tek ortak noktamız yağlı ciltlerimiz. Onun dışında zevklerimiz, kullandıklarımız filan tam tersmiş. Biraz yaş farkımız da var (farkın ne kadar olduğunu söylemememden yaşlı olanın ben olduğumu anlamışsınızdır). Ama sanki böyle daha eğlenceli oldu, baya beyin cimlastiği yaptım.

Hediyeleşmenin iki ana kuralı vardı; hediyeleri saksı içinde göndermek ve 30 liralık kozmetik koymak. Ben paketimi yaparken hem keyif aldım hem de zorlandım. Bir yandan sadece kendi zevkime uygun şeyler almamaya çalıştım, bir yandan da 30 lira kısıtına rağmen çok ucuz ve kalitesiz şeyler almamaya uğraştım. Neyse benim paketimi beğenip beğenmediğini Seray'ın kucukmakyajsever.blogspot.com.tr blogundan takip edebiliriz sanıyorum.

Saksının üstündeki renkli parçalar da Seray'ın eklemesi :)
Bense onun saksınını çok beğendim. Bir kere, burada göremeseniz de, her şeyin üstüne notlar yapıştırmış, bir de mektup yazmış. Yazdıklarından ve ürünlerden her şeyi düşünüp aldığı belli. Saksı da o kadar çok şey var ki ben açıp baktıktan sonra aynen içine geri sığdıramadım. 

Cilt maskelerini nasıl kullanacağım bilmiyorum. BURADA yazdığım gibi mendil şeklindeki maskelerden içim bir hoş oluyor. Ama bu maskeler de övülüyor. Bu fikre biraz alıştıktan sonra kesinlikle deneyeceğim.

Ojeleri çok beğendim. Hatta Essence'e çok benzeyen favori bir ojem de var. Yarın sabah spordan sonra bunlardan birini kullanacağım. Şu an Wet'n Wild'a çok yakınım ama toplantıda biraz ağır başlı olayım diye Golden Rose'a  da dönebilirim.

Ben Wet'n Wild çılgınlığının biraz dışındayım, henüz gidip hiçbir standına da bakmadım ama bu far bende olmayan bir renkti ve çok hoşuma gitti. Rimmel merak ettiğim bir marka, ilk denememi bu allıkla yapacağım. Gül rengi bir allığım vardı ama bu ton pembe allığım yoktu. Çok hoş görünüyor.


Dalan kremi annem kullanıyordu ve çok beğendiğini söylemişti. Çantada taşımaya uygun güzel bir ürün. Şu an kullandığım Alverde bitince buna başlayacağım. 

Abur cuburu kim sevmez!? Fotoğraftaki saksının içi çay, çikolata gibi şeylerle dolu. Çikolatalardan birini paketi ilk açtığımda götürdüm bile. Elimde yaşlanma karşıtı krem ve fondöten testerları olduğu için Seray'a hiç tester gönderemedim ama ben Sephora duş jelini zevkle kullanacağım. Burada kullanmayacağım başıca ürün meyve şeklindeki sabunlar olacak. İnşallah annene yakalanmazsın Seray :)

Ürünlerin hepsini anlatamam artık denedikçe yorumlarımı burada bulabilirsiniz. Seray'a tekrar teşekkürler!

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Bu Aralar Aldıklarım, İndirimler ve Kararlar

Geçen haftalarda ufak ufak bir sürü alışveriş yapmış ama hiçbirini burada yazamamıştım. Şimdi Anneler Günü indiriminden aldıklarımı da ekleyip büyük bir alışveriş yazısı hazırlayayım dedim. Bir yandan da bu alışveriş yazılarının hepimizi tüketime özendirdiğini de düşünüyorum. Nedense en çok okunan yazılar hep alışveriş yazıları. Bundan sonra alışveriş yazısı yazmamaya karar verdim. İnternet alışverişlerimi tecrübe paylaşımı için yazacağım. Çok heyecanlandığım, ilginç bir ürün olursa da yazabilirim. Bunun dışında bu son alışveriş yazım :)

Bu hafta sonu aldıklarımla başlıyorum:


* Nesti Dante güllü sabun: İşte fuzuli bir harcama. Uzun zamandır gelip gidip bakıyordum sonunda aldım. Fotoğrafını çekemeden anneme beğendiğini almasını söyledim o da ortanca sabunu seçti. Fiyatı 29,75 TL. (Gratis)

* Listerine Total Care Zero: ''Daha Hafif Tat'' beni tavladı. Fiyatı 11,95 TL (Rossman)

* Montagne Jeunesse maskeler: Bunları indirimde sanarak aldım meğerse değilmiş. Umarım güzeldir. Tanesinin fiyatı 3,90 (Watsons)

* Flormar oje: Ten rengi ojem yoktu ve rengini çok beğendiğim için aldım. Yalnız memnun kalmadım, zaten Flormar'ı çok sevdiğimi söyleyemem. Fiyatı 1,95 TL (Rossmann)


* Veet Sir Ağda Bantları: Bu 'naturals' yeni çıkmış. Veet'ten çok memnun olduğum ve evdekiler de bittiği için aldım. Bacak fiyatı 9,50 TL (Gratis), yüz  fiyatı 19,99 TL (Watsons)

* Nivea Siyah Nokta Temizleme Bandı: Arayıp bulamamış, yerine uyduruk bir şeyler almıştım. Bu iyi oldu. Fiyatı 9,75 TL (Watsons)

* Nivea Suya Dayanıklı Göz Makyajı Temizleyicisi: Elimde çift fazlı temizleyiciler var ama pek memnun değilim, belki de  süt daha iyi gelir diyerek aldım. Fiyatı 8,90 TL (Gratis)

* Garnier Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu: Fiyat/performans oranını iyi bulduğum için aldım. Evdeki şişenin dörtte biri kalmıştı. Fiyatı 11,39 TL (Watsons)


* Koteksler ve diğerleri: İndirimde almayı en sevdiğim şey. Bozulmuyor, mutlaka kullanılıyor ve zaten her zaman yedek bulundurulması gerekiyor. Şu an evde 150'den fazla ped var :D Çok uzun süre başka bir şey almama gerek yok, yılbaşı indiriminde görüşürüz. Kotex Secret hediyeli fiyatı 6,25 TL (Gratis), Kotex Secret fiyatı 4,99 TL (Rossmann), Facelle fiyatı 1,95 TL (Rossmann), Orkid Infinity Gece 4,90 TL (Gratis), Kotex Ligthdays fiyatı 3,55 TL (Gratis)

* Maybelline Colour Tattoo Far (Gold Pink): Göz kapaklarım yağlı olduğu için farlar bende çok kalıcı olmuyor. Ben de baz kullanmayı sevmiyorum. Bu da krem-jel formunda olduğu için iyice yağlandırır sanıyordum ama bir blogda nemlendirilmiş göz kapağında daha iyi durduğunu okuyunca hemen aldım. Birkaç kez de kullandım, hiç fena değil. Fiyatı 9,49 TL (Watsons)


* Yardley London Peony EDT: Hep görüp merak ediyordum, tester da olmadığı için etiket fiyatını verip alamıyordum. %50 indirim olunca önce Lily of the Valley (müge) olanını aldım. Şişenin içinde çay yaprağı gibi küçük siyah bir şey yüzüyordu. Kokusu da fazla basitti. Değiştirip bunu aldım. Yine sade bir çiçek (şakayık) kokusu ama biraz daha katmanlı. Fiyatı 14,35 TL (Gratis)

Şimdi de geçen haftalarda aldıklarım:


* For Your Beauty saç fırçası: Ucuz pratik bir şey, yolculukta ofiste filan işte… Bu alışverişin fişini atmışım. Fiyatı hatırladığım kadarıyla yazacağım. Fiyatı 4,75 TL (Rossmann)

* NYX Dudak Kalemi: The Balm Mia Moore ruju böylece daha kolay uygulayabileceğim. Fiyatı 7,50 TL (Douglas)

* Rival de Loop Dudak Kalemi: Ben göz kalemi olarak kullanıyorum, aydınlayıcı niyetine. Fiyatı 4 TL (Rossmann)

* NYX Dudak Kalemi: Hem dudak hem de göz kalemi olarak kullanıyorum, aynı anda değil tabi :) Fiyatı  10,25 TL (Rossmann)



* Vaseline Aloe Fresh Vücut Losyonu: Geçenlerde bitirmiştim, çok seviyorum bu losyonu. Yorumlarımı burada yazdım. Fiyatı 3,95 TL (Gratis)

* Benri sabun: Dekoratif sabunları seviyorum. Sırf sevimli diye aldım. Fiyatı 4,95 TL (Gratis)

* Softem Tatlı Bağdem Yağı: Rimeli temizlerken pamukta kirpikler görüyordum. Maskara ve temizleyici değiştirdim durum aynı. Şimdi de bu yağı akşamları kirpiklerime sürüyorum. Belki daydası olur. Fiyatı 3,70 TL (Bim)


* Real Techniques Blush Brush: Uzun süredir almak istiyordum çünkü şu an çöpte olan fırçalarım keçeleşmişti ve kokuyordu. Sonunda indirimli görünce hemen aldım. Beklentimi pek karşılamadı, alışamadım. Bilmiyorum. Fiyatı 27,16 TL (Rossman)

*Ecotools 6'lı Göz Seti: Göz fırçam da aynı durumdaydı. Bu setteki fırçaların hepsinin işe yarayacağını düşünerek aldım. Bunlardan memnunum. Fiyatı 28 TL (Rossmann)

* Urban Care Naturals Trea Tree Oil Şampuan: Yağlı ve kepekli saçlar içinmiş. Beni tarif ediyor diyerek aldım. Zaten bir süredir arıyor ama bulamıyordum. Hem de indirimliydi. Fiyatı 12,75 TL (Rossmann)

7 Mayıs 2014 Çarşamba

Figs & Rouge Lip Balm (Coco Rose)


Dudak balmlarını sevmeyen var mı? Ben de BURADA yazdığım alışverişim sırasında Figs & Rouge markasının bu tüpteki dudak balmını gördüm ve alıverdim. Ürünü almamda iki önemli etken vardı: Birincisi şunun sevimliliğine bakar mısınız? İkincisi de kutusundan da gördüğünüz üzere %100 saf ve doğal olduğu iddiası. 

Madem öyle ürünün içeriğinden başlayalım. İçindekilerde petroleum yok. Paraben de göremiyorum. Yalnız citral, limonene ve linalool öyle çok uslu çocuklar da değil. Üstüne kocaman 100% Pure & Natural yazılan bir ürünün içeriği bence daha temiz olabilirdi.


Bu balmların birkaç çeşidi var. Benim deneme imkanım olmadığı için çok kırmızı durmasın, biraz ışıltı ve pembelik versin yeter diyerek Coco Rose adındaki bu açık pembe olanını seçtim.  Dudağımda hiç beklediğim gibi sonuç vermedi. Balmın içindeki parıltılar baya baya sim gibiymiş. Balm da koyu kıvamlı olunca dudağım renkleneceğine dudağımın rengi açıldı. Ne pırıltılarının iriliği ne de dudağımda vazelin sürülmüş görüntüsü bırakması hoşuma gitmedi.


Bu ürünü kullanmak da kolay değil. Maalesef Figs & Rouge'un sayfasında görülebilen aplikatörlü balmlar burada satılmıyor. Teneke kavanozda olanları da ben hijyenik bulmadığım için almadım. Ama bu da pek hijyenik ve kolay uygulanır değil. Belki parmaklarınızı ürünün içine sokmuyorsunuz ama balmı dudağınıza parmağınızla yaymanız lazım. O vazelin sürülmüş gibi dediğim görüntüyü de giderebilmek için iyice yedirmelisiniz. Bunu da her ortamda yapmak temizlik açısından mümkün değil. Bu yüzden bu balmı iş yerimdeki çekmeceme koydum, elim yıkadıktan sonra uyguluyorum. Kesinlikle yolculukta yanıma alacağım bir ürün değil. Ayrıca aynasız uygulamak da çok zor.


Bu balmdan çok çok çok az bir miktar almanız yetiyor, hatta fazlası kötü görünüyor. Bu yüzden çok bereketli bir ürün olcağını düşünüyorum. Balm çok koyu kıvamlı, ama cilt ısısında biraz daha yumuşuyor. Ürünün adı dudak balmı olsa da aslında çok amaçlı bir ürün. Cildinizde nerede yoğun nemledirme ihtiyacı varsa orada kullanabiliyorsunuz. Aslında bu açıdan süslü bir vezeline benziyor. Tabi bir de içinde petrol ürünü ve hayvansal içerik bulunmaması var ki, vazelinden çok önemli farklar bunlar.

Ben bu ürünü aldığıma çok pişman değilim. Çok isteyerek almıştım ama beklentilerimi karşılamadı. Performansına göre fiyatının çok fazla olduğunu düşünüyorum. Çok kuru dudaklarım olmadığını da dikkate alarak nemlendirmesi benim için iyi diyebilirim. Sevimli ambalajı ve nispeten temiz içeriğiyle sevilebilir aslında ama piyasada çok daha iyi ürünler var. Tavsiye ediyorum diyemem.

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Clinique.com Alışverişi

Clinique az ürününü kullanmış olsam da beğendiğim bir marka. Sade ve anlaşılır olması sempati nedenim galiba. Geçenlerde bir arkadaşımda Clinique Chubby Stick'i görüp beğenince almam kaçınılmaz oldu. Çok memnun kaldığım alışverişimi biraz geç de olsa sizinle paylaşmak istedim.


Siparişimi de clinique.com.tr adresindeki sitesi üzerinden verdim. Çünkü Clinique.com.tr adresinden kargo ücreti ödemeden alabileceğimi görüp tester seçeneğini de fark edince gidip Sephora veya Tekin Acar'dan almak saçma geldi. Malum buralarda tester verilmiyor. Ben istemeye utanıyorum onlar vermemeye utanmıyor. Hayatta bana en çok testerı Watsons vermiştir, yazık! Neyse bu başka bir yazının konusu.


23 Nisan dolayısıyla 120 lira ve üzeri alışverişte de hediyeler geldiğini görünce daha iyi zamanlama olamaz diyerek Chubby Stick Moisturizing Lip Colour Balm (07 Super Strawberry) ve 3 Adımlı Cilt Bakım Sistemini (Tip 3) aldım.


Sitede dolaşırken sipariş sırasında acnefree kodunu girenlere mini bir Anti-Blemish Solutions seti geldiğini fark ettim. Onu da ekledim ve nemlendirici (7 ml.), sabun (15 gr.) ve tonikten (15 ml.) oluşan mini bir tester seti geldi. Sabunu değil ama diğerlerini yolculuklarımda keyifle kullanacağım.

Siparişim 99 TL'den fazla tuttuğu için gördüğünüz çiçekli makyaj çantasının içinde Superbalm Moisturizing Gloss (7 ml) ve Moisture Surge Krem (7 ml.) hediye olarak geldi.


Bahsettiğim gibi 23 Nisan'a özel kampanya ile iki deneme boy ürün daha paketime eklendi: Chubby Stick Intense (Broadest Berry, 1,2 gr) ve High Impact Maskara (3,5 ml). Ürünlerin tam boylarıyla kıyaslayınca bu ikisi çok iş görecek gibi.


Son olarak da her siparişle birlikte seçtiğiniz iki tester geliyor. Zaten üç seçenek var. Ben Lash Power Maskara (2,5 ml) ile Superdefense CC kremi (1,5 ml) seçtim. Siz Anti-Blemish fondöteni de seçebilirsiniz. Ben pek ten makyajı yapmadığım için CC kremi bile kullanacağımı sanmıyorum ama o mini mini maskaralar çok hoşuma gitti. Benim gibi haftada bir kere o da belki maskara kullananlar için böyle mini boy maskaralar olmalı en azından rafta kuruyup kalmadan kullanılırlar. 


Araya bayram ve hafta sonu girince ben ürünleri baya geç aldım ama aslında ikinci günün sonunda siparişim kargoya verilmişt. İnternet sitesi üzerinden kargoyu takip etmek gayet kolay oldu. Ürünler küçük bir karton kutunun içine konulmuştu. Tek tek paketlenmemişti ama ürünlerin kendi kutuları olduğu ve karton kutunun içinde savrulacak yer olmadığı için bu sorun değildi. Yalnız ürünlerin son kullanma tarihi açıkça yazmıyor. Batch numaralarından kontrol etmek gerek… Keşke bizi yormasalar. Bir de Anti-Blemish setinin plastik çantasının ağzı bozuk çıktı. O Sorun değil zaten tekarar kullanmaya değecek bir çanta değilmiş ama sabunun poşetinin de ucundan açık olması hoşuma gitmedi. 

Kısaca memnun kaldığım bir alışveriş oldu. Eğer Clinique ürünü alacaksanız deneme ürünü vermemeye yeminli mağazalar yerine kesinlikle clinique.com.tr'yi tercih edin. 9 çeşit deneme ürünü ve bir makyaj çantası bence çok çok iyi. Üstelik online alışverişe özel ürünler de var. Memnun kaldığım ürünlerin devamını kesinlikle internet üzerinden alacağım.

Makyaj Odamm: Hediye Çekilişim: Dax Sulphur, Eos, Pure Beauty, B...

Makyaj Odamm: Hediye Çekilişim: Dax Sulphur, Eos, Pure Beauty, B...: Mayıs ayı, doğduğum ay olması nedeniyle çok sevdiğim ve içimi huzurla dolduran bir ay. Mutlu olmak kadar, mutlu etmeyi de sevdiğim için eli...

3 Mayıs 2014 Cumartesi

Clarins Prodige Aydınlatıcı Allık


Fark ettim ki bir süredir hiç makyaj ürünü yazısı yazmamışım. Uzun zamandır severek kullandığım bir allıkla bu gidişe dur diyeyim istiyorum. Konuğum Clarins Prodige Aydınlatıcı Allık.

Clarins sevdiğim bir marka, bu allıktan önce de Clarins'in şimdi üretilmeyen, oval ambalajda tek renk mat bir allığını kullanmıştım. Memnun kaldığım için yeniden bir mağazaya gittiğimda o allığın üretilmediğini öğrendim ve bu gerçeği kabul etmek istemedim. Sonunda en azından yine Clarins olsun diyerek bu allığı aldım.

Baz uygulamadım ve Clarins Prodige Aydınlatıcı Allık'ın kendi fırçasını kullandım.
Alırken sadece markası değil rengi de çok etkili oldu. Fotoğrafta gördüğünüz 04 Sunset Coral rengi. Koyu şeftali-mercan arası ışıltılı bir rengi var. Aslında allığın rengini belirlemek biraz da sizin elinizde. Gördüğünüz gibi ürün mozaik gibi. Dilerseniz sadece bir rengini kullanabilir veya birine ağırlık verebilirsiniz. Açık renk olan kısımlarda ışıltılar var. Koyu renkli olan bölümse yine çok az sedefli, neredeyse mat. Bu allığın en sevdiğim özelliklerinden biri yaptığım makyaja, saate ve havama göre daha açık ve ışıltılı veya daha mat ve koyu allık kullanabilmem.

Bu allığın en beğendiğim özelliği ise doğal durması. İçindeki parıştılar çok minik, onlara sedef desek daha doğru olur. Bunlar cilde bir aydınlık veriyor. Renkler ciltte güzel dağılıyor. Bu rengin benim gibi esmer tenlilerde çok doğal durduğunu düşünüyorum. Zaten allık çok pigmentli değil, fazla kaçırma ihtimaliniz düşük.


Neredeyse hiç tozutmuyor. Fotoğrafları çekmeden önce ambajajı ve aynasını silmeyi unutmuşum ama görüyorsunuz zaten pek de ihtiyaç yok. Ciltte kalıcılığı da çok iyi. Ben hiçbir ten makyajı kullanmadan doğrudan nemlendirici veya güneş kremi sürdüğüm yanaklarıma uyguluyorum. Elbette gün içinde uçuyor ama akşam eve geldiğimde hala yanaklarımda renk oluyor.

Üstelik bu 7,5 gr.lık allık çok da bereketli. O kadar ki hiç bitmeyecek diye korkuyorum. Günlük olarak çok hafif makyaj yapmama rağmen hergün kullandığım tek ürün allık olabilir. Bazen makyaj yapmam, allık sürerim sadece. Bundan başka allığım da 6-7 ay öncesine kadar yoktu. Bu allığı ise 2012 Ağustosunda almıştım. Kısaca 20 aydır neredeyse her gün kullanıyorum ve sonuç ortada. Hafif bir çukur oluşturabildim ancak, Clarins yazısı bile gayet net. Bu kadar dayanmasında neredeyse hiç tozutmamasının etksi olduğunu düşünüyorum.


Ürün çok şık kadife bir zarfın içinde, ayna gibi parlak sarı renkli bir kutuda. İçinde kaliteli bir fırça ve geniş bir ayna var. Fırçasını da aldığım günden beri kullanıyorum. Üşendiğim için genelde allık fırçasını kullanmak yerine kutunun içindeki fırçayla uygulayıveriyorum. Sık ve yumuşak kıllarından memnunum. Elbette büyük bir fırça kadar olamaz ama yine de bence çok iyi bir fırça. Önceki allığım da kadife bir kesedeydi ve fırçası kaliteliydi. O fırçayı atmadım hala yolculuklarda kullanıyorum. Bu fırçayı da saklarım sanıyorum.

Özet: Clarins Prodige Aydınlatıcı Allık Doğal duran, cilde aydınlık veren, tozutmayan, bereketli, şık ve kalıcı bir allık. Tavsiye ediyorum.

Not: Baktım da allık ben aldığımdan beri neredeyse %50 zamlanmış. İngiltere sitesindeki fiyat bile buradan uygun. Almayı düşünürseniz bence yurtdışı ve freeshop imkanlarını bir araştırın.

1 Mayıs 2014 Perşembe

Avene Cleanance Masque


Avene'in yağlı ciltler için olan Cleanance serisinin maskesiyle karşınızdayım: Avene Cleanance Masque. Bir süredir yağlı cildimin yağlanmasını azaltacak ve siyah nokta oluşmasını engelleyecek bir kil maskesi arayışındaydım. Avene Cleanance serisinin diğer ürünlerini de (Avene Cleanance Gel, Avene Cleanance Lotion, Avene Cleanance Emulsion) kullanıyorken bu kil maskesini de deneyeyim dedim.

50 ml.lik tüpte yumuşak kıvamlı bir maske. Bu açıdan kullanımı çok kolay. Kokusu varsa bile hiç dikkat çekmiyor. Beyaz renkli ve içinde parçacıklar var. Bu parçacıklar hem uygularken hem de durularken peeling etkisi yapıyor. Eğer maskeden önce peeling yapmaya üşeniyor veya iki işlem yapmayı cilt için yorucu buluyorsanız bu özelliği tam aradığınız şey olabilir.


Maskeyi yüzde beş dakika bekletmek gerekiyor. İlk kullandığımda yüzümdeki batma ve kaşıntı yüzünden beş dakikayı çok zor doldurdum. Bu etkinin olabileceği ürünün kutusunda yazdığı için panik yapmadım. Bahsettiğim batma hissi 3-4 kere uyguladıktan sonra tamamen geçmese de azaldı.

Durulamak çok kolay değil, kilden kalan kaygan bir his bırakıyor ve ben sanki durulanmamış gibi hissedip su çarpmaya devam ediyorum. Ama diğer kil maskeleri gibi kuruyup kabuk kabuk olmuyor ve daha zor arınan maskeler görmüştüm.


Ben önce maskeyi 6 günde bir kullanmaya başladım, sonra cildim de alışınca etkisini de daha net görmek için 4 günde bir kullanmaya karar verdim. Cildi gerçekten temizliyor. Bu maskeyi yaptığım akşamın ertesi sabahında bile etkisini görebiliyorum. Aydınlatmak gibi bir etkisi yok ama cilt canlanıyor. Çıkmak üzere olan sivilceleri söndürme gibi bir etkisini de görmedim. En sevdiğim özelliği yağlı ciltler için tasarlanan maskelerin geneli cildi kuruturken bu maske hiç kurutmuyor. Hatta nemlendiriyor mudur nedir ben nemlendirici bile sürmüyorum üstüne çoğu zaman. Hiç gerginlik hissetmiyorum.


İki aydır başka maske kullanmadım ve bu maskeyi de düzenli şekilde kullandım. Bu dönem çenemde çıkan dönemsel sivilceleri saymazsak cildimin gayet düzgün olduğu bir dönemdi. Artık bu maskenin etkisi mi yoksa aynı zamanda kullanmaya başladığım toniğin (Avene Cleanance Lotion) veya peelingin (The Body Shop Seaweed Exfoliator) etkisi mi bilemiyorum. Ama ben marketlerde bulunan tek kullanımlık maskelere göre bu maskeyi daha etkili buldum.


İçeriği yukarıdaki gibi gibi. Ürünün içinde termal su var. Paraben yok. Glikolik asit adını duyduğım ama ne işe yaradığını tam bilmediğim bir kimysal. İyi bir şey galiba :) Markaya da olan güvenle içim rahat şekilde kullanıyorum. Düzenli kullanıldığında bile yaklaşık 4 ay yetecek bir ürün.

Özetle etkili olmasını ve cildi kurutmamasını beğendim, zor durulanmasını ve batma hissini beğenmedim. Kullanımı kolay bir maske değil. Yine de tavsiye ederim. Elimde tek kullanımlık maskeler var. Bu maske bittikten sonra onlara döneceğim ama arkasından yine bu maskeyi alabilirim.

Yves Rocher Yağlı Saçlar İçin Arındırıcı Şampuan



Bugün konuğum nadide bir parça.Sizin de saçlarınız çabuk yağlanıyorsa farkındasınızdır bize göre şampuan çeşidi çok az. Varsa yoksa yıpranmış, cansız, kuru, hacimsiz saçlar. Sanki saçların illaha bir kuruluk sorunu olması gerek. Benim gür, canlı, kalın telli ve hacimli, üstelik parlak saçlarım var. Ama çabuk yağlanıyor ve arada kepekleniyor :)

10 yıldır döne dolaşa kullandığım Elseve şampuan yerine bir değişiklik de olsun, biraz daha doğal bir ürün deneyeyim, beğenmezsem mis gibi Elseve'im var diyerek Yves Rocher'in Yağlı Saçlar İçin Arındırıcı Şampuan'ını aldım. İçeriğindeki organik ısırgan otu ile saçları arındırmayı, silikon içermemesiyle de saçları ağırlaştırmamayı vaad ediyor.Hep yağlı ciltlere yönelik cilt ürünlerinde görmeye alıştığım ve etkisini sevdiğim salisilik asit ise dikkatimden kaçmadı. Üstelik paraben de içermiyor.


Hemen bendeki etkisini söyleyeyim, saçlarımı nispeten kurutup sertleştiren Sebamed şampuandan sonra saçlarıma çok hafif geldi. Bu bana vız gelir diyerek saçlarım daha 48 saat olmadan yağlandı. Hiç böyle bir şey görmemiştim kendimde. Saçlarımın şampuan değişikliklerine aşırı tepki verdiğini bildiğimden biraz sabrettim. İki günde bir yıkayarak iki hafta daha devam ettim. Saçlarımın artık o kadar da çabuk yağlanmadığını gözlemledim. Şu an altı haftadır kullanıyorum ve artık saçlarım üç güne kadar dayanıyor. Hoş ben yine gün aşırı yıkıyorum.

Beraberinde saç kremi de kullandığımdan yumuşaklığını sadece Yves Rocher şampuana atfedemem ama bence saçlarımı da yumuşattı. Ben saçların akıcılığı, yumuşaklığı ve yağlanmaması açısından Elseve'in çok daha iyi iş çıkardığını düşünüyorum, üstelik fiyatı da yarısı kadar.

Yine de bu ürünü aldığıma memnunum ve kullanmaya devam ediyorum. Çünkü sıcak yaz aylarında her gün saçlarımı yıkıyorum ve alışkanlıkla (sonuç daha güzel oluyor bence) hep iki kere şampuanladığım için saçlarım (dipleri değil) kuruyabiliryor. Daha hafif etkisiyle Yves Rocher tam yaz aylarında kullanabileceğim bir şampuan.


Kokusu çok tanıdık, küçükken annemin kullandığı sabunlardan birine benziyor ama hangisi bilmiyorum. Ben sevdim. Koku hafif ve kuruttuktan sonra saçta kalıcı değil. Koku hassasiyeti olanlar kullanabilir belki. Sarımsı şeffaf bir jel formunda. 300 ml.lil şişede satılıyor. Bir şişe bana üç ay yetecek gibi görünüyor. İçinde yapay köpürtücü olmadığından diğer şampuanlara göre daha az köpürüyor. Ben de alıştığım temizlik için daha çok ürün kullanıyorum. Ambalajı fena değil ama bakalım şampuan azalınca o küçük kapağın üstünde nasıl baş aşağı duracak veya durabilecek mi?

Özetle saçlarınız aşırı yağlı değilse ama çabuk yağlanmasından da hoşlanmıyorsanız, saçınızı sık yıkıyorsanız, nispeten doğal bir ürün arıyorsanız bu şampuanı gönül rahatığıyla denebilirsiniz.